O günden sonra deprem konusunda daha bilinçli davranmaya başladık. Devlet, deprem sigortasını zorunlu kıldı, halk ise deprem konusunda daha da bilinçlendi. İnsanlar artık sağlam binalarda oturmanın ne kadar önemli olduğunu biliyor. Yeni yapılan binaların hepsi depreme dayanıklı olarak inşa ediliyor.
İstanbul için zaman zaman korkutucu haberler yer alıyor. Büyük bir depremin yaklaştığı konusunda uzmanlar uyarıyor. İstanbul’da fazla yapılaşmadan dolayı ormanlar yok edilmiş durumda. Öyle ki bazı semtlerde ağaç görmek bile imkânsız. Bu durum olası bir depremde insanların nereye sığınacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Toplanma alanları imara açılmış durumda. Zorunlu deprem malzemeleri ise İstanbul gibi kalabalık nüfuslu il için yeterli değil.
Evet binalar depreme dayanıklı fakat depremin şiddeti ve ne kadar süreceği binanın direncini düşürüyor. Her binanın yapımında kullanılan malzemeler aynı değil, her binanın dayanıklılık derecesi aynı değil. Bu yüzden oturduğunuz bina ne kadar sağlam olursa olsun bitişiğinizdeki binanın sağlamlığı da önemli. Bütün evler birbirine bitişik, çok katlı. Binalar arasında boşluk yok. Domino taşları gibi bir binada meydana gelecek hasar bütün binaları etkileyecek durumda.
İnsanların deprem anında nasıl davrandıkları da depremde yaşanacak hasarı etkiler. Deprem öncesinde deprem çantasını hazırlamalı ve güvenli yerleri tespit etmelidir. Deprem anında soğuk kanlı olmalıdır ve eğer evden çıkabiliyorsa toplanma alanlarına gitmelidir. Önce kendi can güvenliğini sonra ailesinin veya yakınlarının can güvenliğini sağlamalı ardından diğer insanlara yardım etmelidir.
İstanbul’da bir deprem meydana gelirse bunun maddi ve manevi hasarı çok büyük olacaktır. Bunun için öncesinde bütün güvenlik önemleri alınmalıdır. Yetkililer dikkatle dinlenmelidir.
