1969 yılında Amerika da ki çeşitli üniversitelerde bir ana bilgisayar ve 4 merkez arasında ilk defa bağlandı sağlandı. Bunun sonucunda ise günümüz interneti oluşmaya başladı. Ülkemizde ise bundan kısa bir süre sonra oluşmaya başlayan internet ağı maliyetinin çokluğu nedeni ile ilk olarak 1993 yılında Türkiye’deki bazı üniversiteler ve akademik kuruluşlar sayesinde Ankara-Washington arasında ki kiralık bir hat ile gerçekleşti.
İşte Koskoca Bir Teknoloji Çağının Kapısını Aralayan İnternetin Aramıza Girmesiyle Başlayan Olaylar;
İnternet ilk çıktığı zamanlarda ki kullanımı ile şu an ki kullanımımız arasında dağlar kadar farklar vardı. İnternet çıkmadan hemen önce bilgisayar büyüdükçe soğutulmuş odalarda durmak zorunda kaldılar. İnternet yayıldıkça ne kadar yavaş olduğu görülüyordu. Öyle ki insanlar internete girmek için bazen saatlerce bekliyor, bazen ise aniden kopan internet bağlantısıyla uğraşıyorlardı.
MAHİR FENOMEN OLDU!
Üstüne üstlük bu bağlantı kopukluğu o kadar fazlaydı ki insanlar internet üzerinden mesajlaştıkları kişilerden yanıt gelmesi için haftalarca bekliyordu. Teknik olarak o zamanlar mektup hayat kurtarıcı bir yöntemdi ama internetten yazışmayı sürdüren insanlar yine de vardı.
İşte bu şekilde mesajlaşan insanlardan biride kısa sürede çoğu internet kullanıcı tarafından tanınan Mahirdi. ”I kiss you” sitesine üye olmasıyla başlayan komik ve sevecen macerası yabancı kadınları internet üzerinden kendini tanıtarak Türkiye’ye davet etmesiyle daha da ünlendi. ”I kiss you all” cümlesi ile gittikçe ünlenen mahir o kadar samimiydi ki siteye kendi ev numarasını bile yazmıştı. Kısa bir sürede ödüller olmaya başlayan Mahir sadece Türkiye ile kalmayarak tüm dünyada efsane oldu.
İnternetin ülkemizde dağılmasıyla ilk internet cafeler açılmaya başladı. Etilerde açılan cafe de bulunan 10 adet bilgisayar sayesinde internete girmeye başlayan insanlar internet için saatte 500 bin lira, office programları için ise 400 bin lira gibi meblağlar karşılığında işlerini halledebiliyorlardı.
Kullanıcıların kullanması için tarayıcı ve yazıcı karşılığını ödeyen herkesin ellerinin altında bulunuyordu. Teknolojik buluşlar ve icatlar insan hayatını nasıl değiştireceğinin rengini o zamanlardan veriyordu.
